T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

TEKNİK EĞİTİM FAKÜLTESİ

YAPI EĞİTİMİ

 

 

                                                                                                      EĞT- 302

 

SINIF YÖNETİMİ   

 

           Konu: Öğrencinin Öğretmenden Beklentileri

 Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Zuhal CAFOĞLU

 

             Hazırlayan: Sevgi ÖZTÜRK

 Sınıf- No: 3/A1   9751012

 

ANKARA  2000

 

SINIF ROL İLİŞKİLERİ

 

            Sınıf küçük bir ortamdır kendine özge etkileşimler taşır. Bu etkileşimler sınıf ortamını, öğrenmeyi etkiler.

 

            Öğrenci Rolü:

 

            Sınıf içinde öğrenci rolünün en belirgin özelliği, edilgenliktir. Öğrenciler öğretmeni dinler, öğretimi takip eder, sırasız çok konuşarak sınıf rahatsız etmez. Geleneksel okul yapısında öğrenci hep edilgen durumdadır. Anaca ileri okul sistemi ise bunun tersidir. Örneğin; deneyler, bireysel ve sınıf projeleri, gerçek materyallerin biçimlendirilmesi, alan gezileri gibi. Öğrenme sürecine öğretmen kadar öğrencide etken bir şekilde katılmalıdır.

 

            “Jackson” isimli bir yazar “Life’in Classroom” isimli eserinde “Bir öğrenci için en yararlı özelik sabırlı olmayı öğrenmektir” demiştir. Örneğin; günlük sınıf yaşamında birçok bekleme, gecikme durumları olabilir. Başarılı öğrenci, okulda otoriteyi istediği yönde nasıl kullanabileceğini öğrenir. Özellikle öğretmenleri ile olan ilişkilerinde bu önem kazanır. Aynı zamanda davranışlarının sürekli başkalarınca değerlendirilmesine katlanmak, bunun öğrenmek zorundadır.

 

            Öğretmenin Rolü:

 

            E. Durkheim’e göre öğretmenin otoritesi birkaç kaynaktan gelir. Bunlar;

1.      Öğretmenin yaşından kaynaklanan saygı (kat’i otorite).

2.      Mesleğe bağlı olarak (ahlaki otorite)

3.      öğretmenin toplumsal kökeni. Bu husus, öğretmen öğrenci ilişkisini  güçlendirmektedir.

Öğretmenin geldiği sosyo-ekonomik çevre önemlidir. Eğer öğretmen sınıftaki öğrencilerden daha üst kökenden geliyorsa, öğrencilere yüksekten bakma, aşağılama gibi tutumlar öğretmen-öğrenci ilişkisini güçleştirir. Bunun tersi olursa yani öğretmen öğrenci konumuna düşerse öğretmenin okul içinde bulunduğu bu edilgen konum onda güçsüzlük ve bazı olumsuzluklar oluşturur. Buda öğrenciye yansır.

 

  Öğrenciler, öğretmenin denetiminde bulunmak istemezler, bu nedenle bu denetimi etkisiz hale getirmek için stratejiler geliştirler.

 

  Öğretmenlerin Etkenliği:

 

  Öğretmen–öğrenci ilişkilerindeki bütün yapısal bozukluklara rağmen, öğretmen, başarıda yinede etken bir kişidir.

 

  Öğretimin kalitesi, öğretmenin öğretime ve öğrenci başarısı ile ilişkilidir. Yılbaşı ile yıl sonunda başarı açısından olumlu bir fak varsa o öğretmen başarılıdır. Bu husus testlerle belirlenmiştir.

 

İyi Bir Öğretmeni Nasıl Fark edersiniz?

 

Bazı öğrenciler ne tür öğretmene sahip olurlarsa olsunlar öğrenirler. Ancak, iyi öğretmenler pek çok öğrenci için vasat bir eğitimle, mükemmellik arasındaki farkı oluşturan kimselerdir.

 

Okul yıllarında karşılaştığınız öğretmenleri, beğendikleriniz ve beğenmedikleriniz şeklinde şöyle bir düşünün. Bazıları, sizi öğrettikleri konunun içine çekerek öğrenmenizi sağladılar mı? Bazıları, sizlerin öğretilen konu hakkında sormak istediğiniz her şeyi sorabileceğinizi size hissettirdiler mi? En iyi diye sınıflandırdığınız öğretmenler, sizlerin, önünüzde oturan şahsın arkasına saklanarak ve göz ucu ile sürekli dersin bitimine ne kadar kaldığını saatinize bakarak kontrol etmeniz yerine, düşünmenizi ve derse aktif bir şekilde katılmanızı başarabildiler mi?

 

Bazı öğretmenler, bir sonraki derslerini dört gözle bekletecek kadar heyecan vericimiydi? Birkaç öğretmen, gün geçtikçe ders anlatmak yerine öğrencilerle sohbet etmeyi tercih ettiler mi? Bazı derslerde kaleminizle oynamak, dersin başlamasını yada öğretmenin ödev vermesini veya toplamasını beklemek yerine, sürekli meşgul olmanızdan ötürü, zamanın bir su gibi aktığını fark ettiniz mi? İyi diye sınıflandırdığımız öğretmenler, iyi öğrenciler kendi başlarının çaresine bakabilirler, kötü öğrencilerde nasıl olsa başarısız olacaklar diye düşünmek yerine, bütün öğrencilere eşit muamele yaptılar mı? En iyi öğretmenler değişik stil, kişilik ve öğretim metotlarına sahip olmalarına rağmen, belli başlı bazı ortak özellikleri taşımıyorlar mıydı? Eğer yukarıdaki soruların çoğuna evet diyebiliyorsak, başarılı öğretmenleri, yani bizim öğrenmemize en çok yardım eden öğretmenlerimizi hatırladığımızı gösterir.

 

İyi öğretmenler hiçbir zaman hiçbir öğrenciyi gözden çıkarmazlar. Çünkü bu öğretmenler herkesin ayrı bir hızda öğrendiğini bilirler ve bütün öğrencilerin kapasitelerini sonuna kadar kullanmadıklarını kontrol ederler.

 

İyi öğretmenin, bir güdüleyici olarak övgünün önemini de bilmesi gerekir. Başarılı öğretmenler övgüyü yerinde ve cömertçe kullanır, öğrencilerini ödüllendirir ve öğrencinin başarıyı yaşaması için şartlar oluştururlar. Ancak çok az öğretmen öğrencilerini över. Bu kanı testlerle kanıtlanmıştır.

 

İyi öğretmenler sınıflarında sıcak ve her öğrenciye eşit yaklaşan, onların düşüncelerine değer veren bir atmosfer oluştururlar.

Bazı araştırmalara göre çok az öğretmen bunu yapmaktadır. İyi öğretmenler bir konuyu anlatırken canlı bir hale getirebilir ve bütün öğrencilerin görüşünün önemli olduğunu ve onların düşüncelerine önem verdiklerini hissettirebilirler.

 

İyi öğretmenler ders zamanını iyi kullanırlar. Öğrencilerini hedefte tutar ve dersin bu şekilde devam etmesini sağlarlar. İyi öğretmenler iyi organize oldukları için sınıflarını aşırı şekilde yönetme ve yönlendirme ihtiyacını duymazlar ve öğrencilerin derse katılmalarını sağlarlar.

 

İyi öğretmenlerin yapamayacağı şey ise elli dakikalık bir dersin kırk beş dakikasını konuşarak geçirmektir. İyi öğretmen mümkün olduğunca derste teknik ve teknolojiden faydalanmalıdır.

 

Öğretmenin öğrenciden beklentileri:

 

·        Derse zamanında gelme.

·        Dersi dinleme.

·        Görüş belirtme.

·        Soru sorma.

·        İlgi gösterme ve dikkat.

·        Derse hazırlıklı gelme.

·        Devamsızlık yapmama.

·        Bildiklerini deredütsüz söyleme.

·        İyi davranış gösterme.

·        Sorumluluk sahibi olması.

·        Planlı programlı çalışma yapma.

·        İnceleme araştırma alışkanlığının olması.

·        Öğrendiklerini analiz etme ve uygulama.

·        Sınıf sükunetini bozacak davranışlarda bulunmaması.

·        Verilen ödevleri zamanında yapma.

 

Öğrencinin öğretmenden beklentileri:

 

·        Yakınlık.

·        Mizah anlayışı.

·        İnsancıl yaklaşım.

·        İkna kabiliyeti.

·        Sabırlı olması.

·        Dersi sevdirmesi.

·        Hoşgörülü olması.

·        Dersi iyi anlatması.

·        Genel kültüre sahip olması.

·        Dikkat ve ilgi çekmesi.

·        Adil olması (eşit davranma).

·        Güvenilir olması (sırdaşlık etmesi).

·        Örnek davranış göstermesi.

·        Sorunların çözülmesinde yardımcı olması.

 

SONUÇ:

 

17-20 yaş arası öğrenciler öğretmene daha çok psikolojik yönden yaklaşmışlardır. Onlardan yakınlık, insancıl yaklaşım, hoşgörülü olmasını sabırlı olmasını güvenilir olmasını beklemişlerdir.

 

  21-24 yaş arası öğrenciler ise öğretmene daha çok bilgi bakımından yaklaşmışlardır. Yani genel kültürünün olmasını, dersi iyi anlatmasını, mizah anlayışının olmasını istemişlerdir.

 

Günümüz öğretmeni teknik ve teknolojiden mümkün olduğunca faydalanmalıdır. Bilimi takip etmelidir. Öğrencilerin sınıf içindeki ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir.

           

               

 

             KAYNAKÇA:

               

1.      H. Başar, Sınıf Yönetimi, Öğretmen kitapları dizisi, İST ’99

 

2.      Çağdaş Eğitim Dergisi, Ocak 1999 / 250

 

 

3.      H. Öztürk, Eğitim Sosyolojisi, Hatipoğlu Yayınları, ANK ‘93

 

4.      Prof. Dr. M. Tezcan, Eğitim Sosyolojisi, Yargıçoğlu Matbaası, ANK ‘91

 

 

5.      Prof. Dr. M. Aydın, Doç. Dr. L. I. Ünal, Bil. Uzm. Y. Koçak, Dr. E. Balcı, Bil. Uzm. B. Burgaz, Eğitim sosyolojisi, Gazi Büro Kitap Evi, ANK ‘91