BÖLÜM 1

OTURMA EYLEMİ ERGONOMİSİ

Yapı olarak insan vücudu, belli bir takım fiziki sınırları olan bir bütündür. Bunun için kullanım amacıyla yapılması tasarlanacak mobilya, belli şartlar altında vücudun parçalarıyla doğrudan ilişki kurmak durumundadır. Bu ilişki birebir olabileceği gibi, uzakta göze ve diğer duyu organlarına hitap eden bir ilişki şeklinde olabilir. Bu durumda mobilyanın fiziki yapısının, insanın fiziki yapısına uygunluğu “Ergonomik” faktörlerle belirlenir.

Mobilya kullanırken kullanıcı ile mobilyanın birebir ilişkilerinde her iki tarafında fiziki yapılarının zorlanmamaları, belli bir uyum içinde olmaları gerekir. Aralarındaki bu uyumu sağlamak ancak her iki tarafın zorlam eşiklerini bilmekle mümkündür.

İnsanın fiziki zorlanma eşiklerinin bilinmesi için, onun vücut ölçüsü ve parçalarının hareket alanları gibi nitelikleri de incelenmelidir. İnsan-çevre ve insan-mobilya ilişkilerindeki bu nitelikler ergonomi biliminin konusudur.

Bu niteliklerden Antropometrik nitelikler mobilya ile kullanıcının fiziki ilişki kurdukları bölgelerde, ölçü ve şekil olarak uyum içinde olmalarını öngörür. Bu da mobilyanın boyutlandırılmasında ve şekillendirilmesinde gerekli kullanıcı ölçülerinin, diğer bir deyişle kullanıcı antropometrisine ait olan verilerin uygulanmasıyla sağlanır. Bu veriler basit ve düz boyutlardan oluşan “Statik Antropometrik veriler” ile çok daha karmaşık hareketlerin boyutlanması olan “Dnamik Antropometrik veriler”den meydana gelir.

ANTROPOMETRİ:

İnsan vücudunun boyutları ile ilgilenen özel bir bilim dalıdır. Bu boyutlar uzunluk, genişlik, yükseklik, ağırlık, çevre boyutları gibi, farklı teknikleri içerir. Antropometrinin biyomekanik yaklaşımı ise genelde hareket hudutları, kuvvet gereksinimi, davranış hızı gibi yaklaşımlarda insan vücudu boyutlarının etkisini inceler. Benzer yaklaşımlar ile uygulamalı antropometriye biyometri, biyomekanik gibi uygulama alanlarında da bazı ölçü teknikleri girmiştir. Günümüzü kadar olan, ergonomik amaçla antropometri yaklaşımlarında statik ve dinamik antropometri olarak bilinen iki farklı metod geliştirilmiştir.

STATİK ANTROPOMETRİ

Statik antropometrik veriler, mobilyanın kullanıcıyla birebir ilişkide bulunan, kullanıcının doğrudan dokunarak tanımlamak durumunda olduğu kısımların boyutlandırılmasında kullanılır.

DİNAMİK ANTROPOMETRİ

Dinamik antropometrik veriler ise vücudun belli bir hareket esnasında kazandığı biçimlerin boyutsal niteliklerini ortaya koyar ve mobilyanın boyutlarında bu ilişkiler çerçevesinde etkiler bürolarda kullanılan sekreter koltuklarında arkalık ve oturma yüksekliği ile oturma derinliği statik antropometrik verilere göre mekanik olarak uyarlanır. Fakat oturma yerinin normal çalışma pozisyonun geçiş esnasındaki vüvut hareketlerine uyum sağlanabilecek formlara kolayca girilebilmesi için, gerekli açısal değişiklerinde insana yönelik dinamik antropometrik veriler kullanılır.

OTURMA

İNSANLAR NEDNE OTURURLAR

Oturmak insanın doğal bir duruşudur. İnsanlar oturmanın ayakta durmadan daha az yorucu olduğunu hissettikleri için otururlar.

Ayakta durulduğunda, ayak, diz ve kalça eklemleri statik kas aktevitesi nedeniyle gergin kalırlar.

Oturulduğunda, bu kas eforu geriler ve enerji tüketimi azalır. Ayakta durulduğunda kan ve doku sıvıları bacakta birikme eğilimi gösterir. Bu eğilim oturma durumunda azalır. Zira rahatlamış kan ve bacak damarlarındaki azalan hidrostatik baskı, kanın kalbe dönüşüne olan direncini azaltır.

Bu açıdan oturma eylemi, dolaşım söz konusu olduğunda ayakta durmaktan daha iyidir.

Uzun süre ayakta durulduğunda dolaşımın olumsuz etkilenmesi bacaklarda hissedilen ağrılı yorgunluğunda kaynağıdır.

OTURMANIN DEZAVANTAJLARI

Karın kaslarının sarkmasına neden olup, omurgayı ezerken, bir yandan sindirim ve solunumla ilgili bazı içi organların işlevlerini zorlaştırır. Hareketsiz oturma vücudun temel destek alanlarına ağırlık verebilir, ve kalça kısmındaki ağır doku baskısının etkileri dayanılmaz acı verebilir.

PASTÜREL BOZUKLUKLARIN NEDENLERİ

Okul doktorları ve ortopedi uzmanlarına göre postürel bozuklukların nedenleri gençlerdeki hızlı büyüme ve eksersiz eksikliğidir. Büyüme döneminde bu bozuklukların düzeltilebilir olduğu görülmektedir. Önleyici ve düzeltici faaliyetler, fizik tedavi, daha fazla fiziksel aktivite ve uygun oturuş düzenlemeleridir.

Büro çalışmaları ile uzun süre oturmayı gerektiren masa başı çalışmalarda kambur durumunda tutulan omuzlarda ve boyunda ağrı ve yorgunluk oluştuğu, bu durumda boyun omurlarında dejenerasyon yol açtığı belirtilmektedir.

Şekil 2: Yatarken Omurganın Aldığı Farklı Durumlar.

A-E kalça eklemlerinin bükülmesinin farklı aşamalarını göstermektedir. Konum D omurganın normal postürüdür.

Şekil 3: ayakta ve oturur durumda oturmanın postürü. A-D dört beden postürünü gösterir. Kalça eklemini 900 yaparak oturma, lumbar omurlarının dümdüz olması sonucunda lordosis miktarında bir azalma sağlar.

OTURMA POSTÜRLERİ

Esas olarak üç oturma postürü vardır. Bunlar:

1dsffdsadsafafdssadfdsafgahs